Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur verdik.
(Nisa suresi, 163)
Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
(Enam suresi, 84)
Musa ile otuz gece için sözleştik ve ona bir on daha ekledik. Böylece Rabbinin belirlediği süre, kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a "Kavmimde benim yerime geç, ıslah et ve bozguncuların yolunu tutma" dedi.
(Araf suresi, 142)
Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: "Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz? Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona:) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)" dedi.
(Araf suresi, 150)
Sonra bunların ardından Firavun'a ve onun önde gelen çevresine Musa'yı ve Harun'u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi.
(Yunus suresi, 75)
Ona rahmetimizden kardeşi Harun'u da bir peygamber olarak armağan ettik.
(Meryem suresi, 53)
"Ailemden bana bir yardımcı kıl,"
(Taha suresi, 29)
Bunun üzerine büyücüler, secdeye kapandılar: "Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik" dediler.
(Taha suresi, 70)
Andolsun, Harun bundan önce onlara: "Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti.
(Taha suresi, 90)
Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a, takva sahipleri için bir aydınlık ve bir öğüt (zikir) olarak, hak ile batılı birbirinden ayıran (furkan)ı verdik.
(Enbiya suresi, 48)
Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
(Muminun suresi, 45)
Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun'u yardımcı kıldık.
(Furkan suresi, 35)
Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a lütufta bulunduk.
(Saffat suresi, 114)
Sonra gelenler arasında da ikisine (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.
(Saffat suresi, 119)
Musa'ya ve Harun'a selam olsun.
(Saffat suresi, 120
)