N
|
Nafile: Terim olarak farz kılınana ek olarak yapılan ibadet. Daha fazla ibadet. Hz. Peygamber (s.a.v.)'e özgü ibadet. Atiye.
|
Nâsuh Tevbe: Ciddi, kesin, ihlaslı ve makbul tevbe. Kişinin yaptığı suç ve günahtan kalbinde ciddi ve samimi bir pişmanlık duyup bir daha asla yapmamaya karar vermesi, hatalardan ve günahlardan dönmeye kesin karar vermek.
|
Nebî: Kelime anlamı haberci. Allah'ın emirlerini tebliğ eden ve vahyin haberlerini getiren kimse, peygamber. Kur'an'da, Allah'tan haber getirenlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed.
|
Necat: Sözlük anlamı, çevresinde bulunanlara göre yüksek ve bağlantılı olmayan yer demektir. Terim anlamı kurtuluş, felah ve esenliktir.
|
Neces: Pislik, iğrençlik, tiksindiricilik. Kur'an'da, şirk, putlar. Haramlar.
|
Nefis: Bir şeyin zatı, kendisi. Ruh. Cins, tür, öz. Öz varlık. Kalp. Şehvet, arzu ve gazabın başlangıç yeri, yatağı. Vicdan. İnsanda emredici güç, dinamik.
|
Nehy: Yasak. Sakınma, şiddetle sakındırma. Terim olarak, Allah'ın haram kıldığı şey.
|
Nesih: Birbirini izleyen iki şeyden birinin diğerini silmesi, yürürlükten kaldırması. Unutturma. Erteleme. Nakil ve tahvil etme.
|
Nifak: Yer altında bulunan lağım, canavar ini, izbe. İki yüzlülük. İçi ve dışı aynı olmama. Münafık: Rağıb'a göre, canavarın kendi inine girip çıkması gibi (çünkü bu in karşılıklı iki kapılıdır) münafık da İslam'a bir kapıdan girip öbüründen çıkan kimsedir. Dışı mü'min, içi kafir olan.
|
Nikah: Bağ, akid. Evlilik bağı ve akdi. Medeni sözleşme.
|
Nimet: Yumuşaklık anlamındaki "nüumet" ile ilgili olan bu kelime, insanın lezzet aldığı güzel durumlar demektir. Mutluluk duygusu, haz veren şeyler. Allah'tan bir lütuf ve ihsan. İnsanın bütün geçim, beslenme ve güzellik araçları. Yaşama güzelliği. Nusret. Ganimet. Şeref, ün. Naim: Nimetlerle donatılmış. Bir cennet derecesinin adı.
|
Nur: Işık, aydınlık, ziya. Kur'an'da, Allah'tan gelen hidayet. Kur'an. Hz. Muhammed (s.a.v.).
|
Nutfe: Bir damla su, meni.
|
Nüsuk, Mensek, Menasik: Boğazlanacak hayvan. Hacc'ın işaretleri. Hacc ve Umre'deki kurban. Hacc ibadeti ve amelleri. Allah'a yaklaştıran her şey, ibadetler. İbadet yeri ve tarzı. İlkeler. Şeriatlar. Özel şeriat. Yöntem.
|
Nüşûz: Sözlükte yükseklik ve tümseklik olup bilinen itaat sınırlarını aşmak demektir. Ancak bir başka anlamı, eşlerden birinin eşinde cinsel kıskançlık uyandıracak uygunsuz davranışlarda bulunması, eşine ihanet eder görüntüler vermesidir. Bu durum hem kadın (Nisa, 34), hem erkek (Nisa, 128) için de geçerli olduğuna göre, nüşûzu kadının erkeğine itaat etmemekle sınırlandırmak yanlıştır. Her ikisi de nüşûz edebildiğine göre, ikisine de uygun müeyyideler öngörülmüştür.
|
Nüzül: Şölen, ağırlama töreni ve tarzı. Konaklama. Değerli bir misafire veya üstün bir kimseye sunulan ikram. Mü'minlerin cennette karşılanmaları.
|